Haber

11 gazetecinin davası başlıyor: Kürt basınında çalışmak, habere gitmek, telif hakkıyla haber yazmak ‘suç’

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20 Ekim 2022’de başlattığı soruşturma kapsamında 29 Ekim’de tutuklanan Mezopotamya Haber Ajansı (MA) Genel Yayın Yönetmeni Diren Yurtsever, MA Ankara Haber Müdürü Deniz Nazlım, MA muhabirler Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli Gözetimle serbest bırakılan JinNews muhabirleri Habibe Eren, Öznur Bedel ve MA muhabiri Zemo Ağgöz ile eski MA stajyeri Mehmet Günhan’ın yargılandığı davanın ilk duruşması ‘terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla 16 Mayıs Salı günü saat 10.00’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde. görülecek

8 Şubat 2023 tarihli 210 sayfalık iddianamede suçlamaya çalıştıkları haber ajanslarının, çalıştıkları kurumun yayın politikası ve haberlerinin, haberlerde kullanılan dilin, sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımların yer aldığı belirtildi. kendilerine ait veya bunlarla ilgili olduğu iddia edilen, iş yeri ve konut baskınlarında ele geçirildiği ve yasaklandığı iddia edilen kitap ve dergiler, haber takibi için gittikleri etkinlikler, meslektaşlarla yapılan telefon görüşmeleri ve haber kaynakları , Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti üyelikleri ve Mali Kabahatleri Araştırma Kurulu’nun (MASAK) çoğunluğu haber-imaj teliflerinden oluşan mali raporları delil olarak gösteriliyor. olarak görüntülenir.

Sibel Yüksekler ve Murat Kök iddianamenin detaylarını mlsaturkey’de yazdı:

BEN İddianame savcısı, MA ve JinNews’in daha önce birçok farklı soruşturmada adı geçen zımni ve açık tanıkların ifadelerine dayanarak “KCK Basın Komitesi” adı altında faaliyet gösterdiğini, gazetecilerin “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini” belirtti. ” ve örgütün emriyle “terör örgütü propagandası”. Hedef göstererek haber yaptıklarını savundu. Ancak iddianamede “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik (TCK 216)” ve “terör örgütü propagandası yapmak (TMK 7/2-TCK 220/8)” suçlamalarına yer verilmedi.

İddianamede “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 9’u tutuklu 11 gazeteci hakkında sadece altı satırlık değerlendirme yapıldı. Savcı, ifadeleri ve savunmaları dikkate almayarak, gazetecilerin “terör örgütü üyesi olarak kabul edilmesi gerektiğini” savundu.

210 sayfalık iddianamenin 5 satırlık talep bölümünde, herhangi bir illiyet ve bağ kurulmaksızın “açıklanan nedenlerle” ve TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca “örgüt üyeliği” olduğu belirtiliyor. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve 3713 Sayılı Terörle Mücadeleyi Teşvik Kanununun 5/1. suçlarından dolayı cezalandırılmalarını istedi. Savcı ayrıca gazetecilerin cezalandırılması halinde TCK 53/1 uyarınca bazı haklardan yoksun bırakılmasını talep etti.

129 HABER ‘SEVİNÇ HABERİ’ Aleyhine Delil Gösterildi

İddianamede MA’nın “Basın Komitesi” bünyesinde yayın yaptığı iddiasına 129 haber delil olarak gösterildi. Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayınlanan yedi habere de rastgele bir ilişki belirtilmeden bu haberlere yer verildi.

Her biri “sözde haber” olarak tanımlanan haberler, Aralık 2020 ile Ekim 2022 arasında çeşitli tarihlerde yayınlanan haberlerden oluşuyor. Bu haberlerin ortasında Konya ve Antalya Manavgat’ta Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar, Dedeoğulları Ailesi katliamı. , Ankara’nın Altındağ ilçesinde Suriyelilere yönelik ırkçı saldırılar, 2021 Diyarbakır Newrozu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı iddiaları, bu tezlere ve PKK’ya ilişkin açıklamalar, lideri Öcalan’ın cezaevi durumu ve ait cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine ilişkin haberler yer aldı. ona

KAR YOLLARIN KAPATILDIĞI HABERİ ‘SUÇ DELİLİ’

MA’nın Van ve Hakkari’de yoğun kar yağışı nedeniyle yolların kapatıldığı 18 Ocak 2021 tarihli haberini suç unsuru olarak sunan iddianame savcısı, olaya karıştığı konusunda herhangi bir açıklama yapmasa da, şunları iddia etti: söz konusu “sözde haber”, “terör örgütü güdümünde örgüt ideolojisiyle hareket etmek”ti. aldı.

HUKUKİ DERNEK ÜYELİĞİ ‘SUÇ DELİLİ’ OLDU, 308 KEZ ‘BÖLÜM’ KELİMİ KULLANILDI

İddianamenin savcısı; Gazeteciler Öznur Paşa, Deniz Nazlım ve Zemo Ağgöz’ün halen faaliyetlerini sürdüren Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti’nin yasal üyesi olduklarını da aktardı.

Toplamda 308 kez “sözde” kelimesini kullanan iddianame savcısı, gazetecileri birçok yerde “sözde gazeteci/muhabir”, çalıştıkları MA ve JinNews’i ise “sözde haber ajansı” olarak niteledi. .

İddianamede gazetecilere atfedilen hatalar ve bu suçlara ilişkin gösterilen deliller hakkında genel bir hukuki değerlendirme yapılmazken, gazeteci Habibe Eren’in lehinde ve aleyhinde ayrılan bölümde gazeteci Diren Yurtsever’den kopyalanıp yapıştırılan metin yer aldı.

SAVCI TARAFINDAN ‘ÖRGÜT İÇERİSİNDE AKTİF EDİLEN’ TEDBİRLER: MA, JINNEWS, ARTI TV, IMC TV…

Savcı, 210 sayfalık iddianamenin ilk 153 sayfasını PKK/KCK’nın tarihine ve 2000-2007 ortasındaki faaliyetlerine ayırdı. İddianamede, “terör örgütünün basın faaliyetinde bulunduğu” iddia edilen gazete, dergi, radyo ve televizyonlar hakkında geriye dönük bilgilere de yer verildi. Bu yayın organlarının başında MA, JinNews, Yeni Ömür, Medya Haber TV ve Artı TV ile KHK ile kapatılan İMC TV, Gün TV, Dicle Haber Ajansı (DİHA) gibi yayın organları yer aldı. (KHK) 2016 yılında.

Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin savaş halleri dışında ölüm cezasını yasaklayan 6. Protokolü ile ölüm cezasını tamamen yasaklayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 13. Protokolü’nü 15 Ocak 2003 tarihinde imzaladığını unutarak, 9 Ocak 2004’te savcı “idam cezasının kaldırılması” çağrısında bulundu. Kendisine yönelik talep ve faaliyetlerin sözde Barış Projesi kapsamındaki terör örgütü faaliyetleri arasında yer aldığı yorumunu yaptı.

AÇIK KAYNAKLI BİLGİ ‘İSTİHBARAT’, TELİF HAKKI ÖDEMELERİ ‘KANIT’

İddianamede “terör örgütü üyeliği” ile suçlanan gazeteciler hakkında elde edilen “istihbarat” bilgilerine de yer veren savcı, “istihbarat” bilgilerine vurgu yapmakla birlikte açık kaynaklardan elde edilebilecek bilgilerden bahsetti. Bu kapsamda gazetecilerin kurumları ve yerleri, isim kayıtları, MA ve Jin News’e ait haber bilgileri “akıllı bilgi” olarak iddianameye eklendi.

İddianamede savcı, MASAK’tan edindiği bilgilere atıfta bulunarak, gazetecilerin “haber telifi” ödemelerini ve yakınlarının banka hesaplarındaki hareketleri “örgüt üyeliği” kabahatine delil olarak sundu. Gazetecilerin, hesaplarına el konulacağından veya el konulabileceğinden endişe duydukları için hesaplarını kullandıkları yönündeki ifadeleri dikkate alınmadı.

DENİZ NAZLIM’A NEDEN HABER VE DERNEK ÜYELİĞİNE GİTTİĞİ SORULDU, KURUM ‘SUÇ DELİLİ’ DEĞERLENDİRİLDİ

Gazeteci Deniz Nazlım için “savcı” ibaresi soruşturma savcısından farklı bir savcı tarafından çekildiği için gazeteciye sorulan sorulara iddianamede yer verilmedi. Nazlım’ın verdiği yanıtlardan, gazeteciye neden Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti’ne üye olduğu, çalıştığı kurum, gittiği ve yaptığı haberler, haber telif ödemeleri, haber için katıldığı etkinlikler takip sorularının sorulduğu anlaşıldı. -up, ev aramasında ele geçirilen kitap, dergi ve notlar ile kimliği belirsiz tanıkların ifadeleri.

Nazlım, gözaltındayken işkence gördüğünü, ailesinin tutuklanmakla tehdit edildiğini ve polisin kendisine başka bir avukat tutmasını tavsiye ettiğini savcılığa anlattı. Nazlım’ın “gizli tanık” ifadesine yönelik ifadesine iddianamede yer vermeyen savcı, “Şüpheli, bir dönem Ankara’da müdür olarak görev yapıyordu” sözleriyle çalıştığı kurumu hata unsuru olarak sundu. Mezopotamya haber ajansı”, soyut ve eksik bir gizli tanığın ifadesine dayanmaktadır.

Nazlım’ın sözlerini dikkate almayan iddianame savcısı, gazetecinin çalıştığı kurumu kabahat unsuru olarak takdim ederken, Cemil Uğur’un Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yargılandığı kurumun suç olduğu yönündeki kararını da dikkate almadı. gazeteci çalışmalarının “terörle ilgili suçlama açısından güçlü bir suç göstergesi oluşturduğu söylenemez”.

SELMAN GÜZELYÜZ’E NEDEN HDP HABERLERİNİ TAKİP ETTİĞİ SORULDU

Gazeteci Selman Güzelyüz ile ilgili bölümde kimliği belirsiz tanık, “Ankara’daki faaliyetleri sırasında HDP Genel Merkez ve İl Başkanlığı ile ilgili haber yapanlardan biriydi” dedi. Savcı, Güzelyüz’e, “Sözde MA haber ajansının HDP Genel Merkezi ve İl Başkanlığı ile ilgili haberlerini takip etmenin amacı nedir?” soruyu yöneltti.

Savcı, kişisel sosyal medya hesabından paylaştığı MA haberinde neden “Kürdistan” kelimesinin kullanıldığını soran Şırnak’ta o dönemde gerçekleştirilen büyük çaplı ağaç kesimleriyle ilgili haberi paylaşan Güzelyüz’ün neden Greenpeace’i etiketlediğini de sordu. . Aynı soruda savcı, Güzelyüz’ün bu paylaşımı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni karalamaya çalışmak” amacıyla yaptığını ve bu sorularda uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Greenpeace için “yapılanma” tabirini kullandığını belirtti. Savcı, Güzelyüz’ün etiketlenen Greenpeace’in görüşünün haberde yer aldığı ve bu nedenle etiketlendiği yönündeki ifadesini dikkate almadı.

Savcı, Güzelyüz’ün sosyal medyadaki paylaşımları için “haber/talimat içeriği” ifadesini kullanırken, “MA’nın Elmadağ ilçesinde Kürt aileye ırkçı saldırı düzenlendi. 5 çocuğu ile mahalleden uzaklaştırıldı” dedi.

BERİVAN ALTAN’DAN ‘TALİMATLI HABER’

Gazeteci Berivan Altan’ın soruşturma savcısı tarafından alınan savcılık ifadesine göre, Altan’ın neden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kaydı olmadığı, basın kartı olup olmadığı, MA ve kendisinin örgütle herhangi bir temasının olup olmadığı, “dahili tanık” tabiri, yaptığı haberler ve haber takibi. Katılımcılara katıldıkları olaylar, telefon görüşmeleri, ev aramalarında ele geçirilen kitap ve dergiler, sosyal medya paylaşımları soruldu.

Gizli tanığın sözlerinden hareket eden savcı, MA’da gazeteci Altan’a “kime haber yapması talimatını verdi” diye sordu. Talimat almakla suçlanan Altan’ın Konya’da ırkçı saiklerle katledilen Dedeoğulları Ailesi ve PKK lideri Öcalan’ın cezaevi koşulları ile ilgili haberleri “örgüt talimatıyla” yaptığını öne süren savcı, gazetecinin müteakip mütalaasını sundu. kabahat olarak bildirmek amacıyla duruşmanın sonuna kadar.

DİREN YURTSEVER’İN GÖREVİ: MA’DA ÇALIŞMAK, MİKROFON TUTMAK

MA ve JinNews haberlerinin yer aldığı kişisel sosyal medya hesabındaki paylaşımları, MA’nın YouTube kanalında ajans mikrofonunu elinde tutan kare muhabir Diren Yurtsever hakkında suç delili olarak sunuldu. Yurtsever’in haber takip etmek amacıyla bir eyleme katılması, bu eylemde MA mikrofonunu tutması ve orada atılan sloganlar da hata maddesi olarak iddianameye dahil edildi.

Vatansever aleyhinde gizli tanık sözüne yer verilmeyen iddianamede, “Mezopotamya Haber Ajansı İstanbul temsilcisiydi, Ankara’dayken Meclis habercisiydi. , Medya Haber adlı kanalda örgüt karşıtı program yaptı…”

Yurtsever’in evinde yapılan aramada ele geçirilen ve yasaklandığı iddia edilen yayınların yanı sıra MA basın kartı ve hasta tutuklu/hükümlü listesinin yer aldığı notlar da suç unsuru olarak sunuldu. Telefon hattını dinleyerek elde edilen konuşmaların ortasında Yurtsever’in cezaevindeki bir kişiye atıfta bulunarak “Kitap veya mektup gönderebilirsiniz” demesi “subliminal mesaj içeren konuşmalar” olarak görüldü.

SAVCI HABİBE EREN İLE İLGİLİ BÖLÜMLE İLGİLİ YAZIYI KOPYALADI

Gazeteci Habibe Eren’in ifadesi soruşturma savcısından farklı bir savcı tarafından alındığı için Eren’e sorulan sorular iddianameye alınmadı. Kişisel hesabından yaptığı haber paylaşımlarının sorulduğu anlaşılan Eren, konuşmaya konu olan paylaşımların ortasında çalıştığı ajansla ilgili haberlerin yer aldığını belirterek, açıklamayı kendisinin yaptığını belirtti. mesleki faaliyeti kapsamındaki görevler. Eren, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde ters kelepçe ve kötü muameleye maruz kaldıkları için susma hakkını kullandığını belirtti.

Gizli tanığın Eren’le ilgili savunmalarının da yer aldığı 10 satırlık ifadesinin soyut argümanlardan ve hızla ulaşılabilen bilgilerden oluştuğu görüldü. Eren’e ayrılan değerlendirme bölümünde ise iddianamenin özensiz hazırlandığına dair değerli bir ayrıntı dikkat çekti. Eren ile ilgili delillerin tek tek değerlendirilmesi gereken kısma Diren Yurtsever ile ilgili kısmın kopyalanarak yapıştırıldığı görüldü.

SURİYELİLERE YÖNELİK IRKÇI SALDIRIYI TAKİP ETTİĞİNİ GÖSTEREN TELEFON GÖRÜŞMESİ SONUÇ OLAYDIR

Gazeteci Öznur Bedel, savcılık sorgusunda gözaltında işkence gördüğüne de değindi. Değer’in Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti’ne neden üye olduğu, soruşturma altındaki bazı gazetecilerle bağlantısı, basın kartı olup olmadığı, Oda Ankara Şubesi’nin Güler Yıldız Tabyası’na verdiği ödülü neden aldığı yanıtlarından Architects’in sosyal medya paylaşımları, Kürt vatandaşları hakkındaki yorumları. Irkçı saikli saldırı haberlerinin, ses kayıtlarının ve ‘gizli tanık’ tabirinin sorulduğu anlaşıldı.

Değer, savcılığa verdiği ifadede Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü ve bu soruşturmanın kendisine sorulan bazı sosyal medya paylaşımları nedeniyle takipsizlikle sonuçlandığını belirtmesine rağmen, savcı bunu dikkate almadı. hesap.

Ankara’nın Altındağ ilçesinde Suriyeli göçmenlere yönelik akınları ve bu konuda meslektaşı Zemo Ağgöz ile yaptığı telefon görüşmesini suç unsuru olarak sunan savcı, “Altındağ ilçesinde Suriyelilerin karıştığı olaydan bahsettiğini” iddia etti. “.

HABER KAYNAKLARIYLA RÖPORTAJ

Gazeteci Zemo Ağgöz, emniyetteki sorgusunun ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliği tarafından “tutuklu” adı verilen kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı.

Ağgöz’ün Konya’da ırkçı saiklerle katledilen Dedeoğulları Ailesi ile ilgili haber kaynağıyla yaptığı ve diğer gazetecilerin sorularının yöneltildiği telefon görüşmesinde, Altındağ’da Suriyeli mültecilere yönelik saldırıya ilişkin haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri , Ankara ve olayla ilgili meslektaşı Öznur Bedel ile yaptığı baş başa görüşme. hata öğesi olarak sunulan telefon görüşmesi.

İddianame savcısı, Ağgöz’le ilgili yaptığı değerlendirmede, tespit ettiği faaliyetlerin terör örgütü üyeliği kapsamı dışında kalması nedeniyle terör örgütüne üye olduğunu iddia etti.

EMRULLAH ACAR’IN DERNEK ÜYELİĞİ ‘OPERASYONEL FAALİYET’ DEĞERLENDİRİLİYOR

Gazeteci Emrullah Acar, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından benzer bir soruşturma kapsamında 2021 yılında altı gün tutuklu kaldığını ve bu soruşturmanın KYOK ile sonuçlandığını söyledi. Acar, o soruşturma kapsamında haksız tutukluluk süresine karşı açtığı davayı da kazandığını vurguladı.

İddianamede ayrıntılarına yer verilmeyen imalı tanık ifadesi Acar aleyhine delil olarak sunuldu. Gizli tanığın Acar’ın “Mezopotamya Haber Ajansı adı altında basın kurulu bünyesinde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu” yönündeki ifadesine yer verilen iddianamede, hukukçu bir meslek örgütü olan Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti üyeliği de değerlendirildi. meçhul tanığın ifadesine göre bir “örgütsel faaliyet”.

İddianame savcısı, gizli tanığın ifadesine dayanarak, MA’nın “resmi hesabından” ve meslektaşlarından gazeteci Acar’a gönderilen paranın telif veya ajans gideri olarak değil, örgütsel amaçla yapıldığını savundu. Acar’ın cezaevindeki bir bireye “terör örgütüne üye olmak” veya kabahat şüphesiyle mektup göndermesi hata kanıtı olarak sunuldu.

HAKAN YALÇIN VE MEHMET GÜNHAN TELİF HAKKI ÖDEMELERİNİ YAPILMADI

Gazeteci Hakan Yalçın’ın iddianameye yansıyan savcılık ifadesine göre Yalçın’a da benzer sorular soruldu. İddianamede Yalçın’a yapılan telif ödemelerini suç unsuru olarak sunan savcı, Yalçın’ın KHK ile kapatılan “DİHA’ya mensup kişilerle para havale ilişkisi olduğunu” vurguladı ve bu konuda herhangi bir açıklama yapmadı. DİHA’lı kavramının ne anlama geldiği.

MA’da bir dönem stajyerlik yapan Mehmet Günhan’a savcılıkta sorulan sorulara verilen cevaplardan, Günhan’a staj yaptığı kurum, olaya karışan gazetecilerle ilişkisinin sorulduğu anlaşıldı. gözaltına alındı, ev araması sırasında günlüğüne, telefon görüşmelerine ve staj döneminde aldığı ödemelere polis tarafından el konuldu. İddianamede Günhan hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadı.

CEYLAN ŞAHİNLİ’NİN EMRULLAH ACAR İLE AİLE DOSTLUĞU HATA KONUSU

Gazeteci Ceylan Şahinli’ye, konut ve iş yerinde yapılan aramalarda el konulan ve Şahinli’nin kendisine ait olmadığını beyan ettiği dijital materyaller ve MASAK raporları da soruldu.

Savcı, kimliği meçhul şahidin Şahinli ile ilgili ifadesine iddianamede yer vermedi ancak “gizli tanık” ibaresinden hareketle Şahinli, Şahinli’nin çalıştığı kurumu, soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazetecilerle olan mali bağını ve gerçeği ortaya koydu. suç unsuru olarak Emrullah Acar ile ev arkadaşı olduğunu söyledi.

Birçok belgede aynı tanık ve açık tanık: Yılmaz ve Müftüoğlu tutuklandı, avukat Resul Temur gözaltına alındı.

İddianamede, daha önce birçok dava belgesinde ifadelerine yer verilen meçhul ve açık tanıkların ifadeleri, gazetecilere yönelik suçlamaların neredeyse tamamına temel dayanak olarak gösterildi. Gazeteciler Sedat Yılmaz ve Dicle Müftüoğlu, belgede yer alan gazeteciler aleyhine ifade veren iç tanığın sözleri sonucu 3 Mayıs 2023’te tutuklandı.

Ankara’daki dava kapsamında yargılanan 11 gazetecinin avukatı Resul Temur, 25 Nisan’da Diyarbakır’da evine düzenlenen baskın sonucu gözaltına alınmıştı. Avukat Temur’un da ofisi basıldı ve tüm dosya belgelerine el konuldu.

Ne oldu?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20 Ekim 2022’de başlattığı soruşturma kapsamında dokuz farklı ildeki konut ve iş yerlerine düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan gazetecilerden dokuzu 29 Ekim 2022’de tutuklandı; Zemo Ağgöz ve Mehmet Günhan, kontrol tedbirleriyle serbest bırakıldı. Gazeteciler, soruşturma savcısı ile birlikte savcılık tarafından toplam dokuz farklı savcı tarafından sorguya çekildi. 25 Ekim 2022’de gazeteciler gözaltına alınırken Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sosyal medya hesabından açıklama yapılmış ve gazetecilerin gözaltına alındığına dair görüntüler yer almıştı.

Tutuklu gazeteciler hakkında 102. gününde hazırlanan iddianameyi kabul eden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Şubat 2023’te bir tutanak düzenleyerek duruşma tarihi verdi.

Mahkeme; Tutuklu gazetecilerin tutukluluk hallerinin devamına, Zemo Ağgöz ve Mehmet Günhan isimli adli kontrollerin devamına, gizli tanığın duruşmaya hazırlanmasına ve dört gazeteci hakkında açılan diğer davanın belgelerinin istenmesine karar vermişti. (KAYNAK)

savurhaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort